Cemil Tugay'dan Soyer'e övgü dolu sözler: Kendisine minnettarım

Ege Sanayicileri ve İşinsanları Derneği 36. Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı, CHP İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Cemil Tugay'ın katılımıyla gerçekleşti.
Toplantıya Tugay'ın yanı sıra, CHP Genel Başkan Yardımcısı, Parti Sözcüsü ve İzmir Milletvekili Deniz Yücel, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Murat Bakan, CHP İzmir Milletvekili Ednan Arslan ve CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu katılım sağladı. 

"SİYASET SORUNLARIN ÇÖZÜLDÜĞÜ BİR EKOSİSTEM" 

Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Cemil Tugay, "Hayatının hemen hemen tamamını İzmir'de geçirdim. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde 1983 yılında tıp eğitimine başladım. Mezuniyetinden sonra zorunlu hizmetler nedeniyle Çorum'da görev yaptım. Hayatımın bir döneminde devlet memuru oldum. Serbest hekim olarak yine bir on bir yıl mesleki yaşantıma devam ettim. Tamamen serbest hekim olduğum dönemde toplumumuzun yeterli sağlık hizmeti almadığını, gittikçe sağlık hizmetinde kötüye gittiğini görerek meslek örgütleri içerisine biraz daha aktif görevler aldım. Şunu fark ettim ki siyaset sorunların çözümü için aslında doğrudan çalışan mutlaka bir şekilde katılmamız gereken, işin içinde olmamız gereken bir ekosistem. İdeolojik olarak, dünya görüşü olarak, aileden beri sizlerin cumhuriyetçi Atatürkçü, laik, çağdaş  insanlar içindeyim. Bu sebeple Cumhuriyet Halk Partisi'nde üye oldum ve partide bazı görevlerde bulundum. Sağlık komisyonuyla başladım. Karşıyaka ilçe örgütünde ilçe başkanlığının altında iki dönem ilçe başkan yardımcılığı yaptım. Bir taraftan da sivil yaşantım devam etti. Siyasi çalışmalarımı o dönemde biraz gizledim. Çünkü serbest çalışan bir ekibi hastalarımın beni siyasi kimliğini çok tanımasını istemedim.  Karşıyaka Belediye Başkanlığı aday olduğum o andan itibaren artık benim doktorluk yaşantımın bitti ve yerel yönetici kimliğini taşımaya başladığım bir dönem başladı. Hayatımın dönüm noktalarından birisiydi. Kentimizin ve ülkemizin siyasi, sosyal, iş dünyası, sivil toplum, meslek örgütleri aklımıza gelebilecek her türlü örgütlü yapısıyla ilişki kurma şansım oldu" dedi. 

"BENİ YÖNLENDİREN OLMADI" 

Adaylık sürecini anlatan Cemil Tugay, "Büyükşehir belediye başkan adayı seçeceğimiz zaman başka alanlarda çok başarılı olmuş insanlar olsa da benim önerim şudur ki, mutlaka bir yerel yönetim deneyimi yaşamış biri olsun. Bence gerçekten yapılabilecek en doğru hareket, en sağlıklı tutumdur. Bu deneyimi yaşamayan insanların belediyenin nasıl bir yapısı olduğunu, büyükşehir belediyesinin, ilçe belediyesinin, görev ve sorumluluk alanlarının neler olduğunu, mevzuatın bizlere ne getirdiğini, belediye meclislerinin nasıl yapıları olduğunu, siyasetle, merkezi siyasetle belediyelerin nasıl direnişin içerisinde olduğunu anlamaları gerçekten mümkün değil. Sen orada yaşayacaksınız. Belediyenin bürokrasisiyle teması olacak. Toplumla temasımız olacak. Beş yıllık belediye başkanlığı yaptıktan sonra aday gösterilmiş olmamı doğru bir karar olarak görüyorum. Zaten kendim talip oldum. Beni herhangi bir yönlendiren olmadı. Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel'le bu konuyu görüştüm ve onun da onayını alarak  adaylık için başvurdum" diye konuştu. 

 İLKİM KRİZİNİ ANLATTI 

Yerel yönetim anlayışından bahseden Tugay, "Nasıl bir yerel yönetim anlayışına sahip olacağız? Belediyenin temel görevleri var. Bunları kentin temiz tutulması, düzenli olması, kentin ulaşımının, altyapının sürdürülebilir olması yani insanların erişimine açık olması ve kullanımına açık olması, olabilecek herhangi bir afet durumunda kentsel düzeni sağlamak. Çevre sorunlarının olmaması, kentin atıklarının yönetilmesi yani atıkların bertarafı toplanması. İşte bu hizmetler temel belediyecilik hizmetleridir. Onun dışında bütün dünyayı ilgilendiren, küresel olarak düşünmeyi gerektiren ama yerel olarak da eylem planının geliştirilmesi sorunu var. Geçen beş yıllık süre içerisinde sürdürülebilirlik başlığı altında kendimizin gelecekteki bu krizlere hazırlanmasıyla ilgili Karşıyaka Belediyesi'nde ilçe belediye ölçeğinde çokça çalışma yaptık. Her şeyden önce meclis müdürlüğünde bir kapı oluşturduk. Daha sonra belediyemizin önce yerel krizlerin üzerinden daha sonra da cerrahi standartları üzerinden sürdürülebilirlik raporunu hazırladık. Karşıyaka Belediyesi Türkiye'de ilk defa uluslararası standartlarda cihaz standartlarında sürdürülebilirlik raporu hazırlamış olan belediye oldu. Bütün birimlerimizde birer sürdürülebilirlik temsilcileri belirledik. Sürdürülebilirlik konusunda bir koordinasyonda çok başarılı işler yaptık. Kentimizde sürdürülebilirlik kültürünün yerel yönetimlerini geliştirmek üzere önemli görevler yaptığımızı düşünüyorum" diye konuştu. 

"İZMİR PLANLAMA AJANSI BENİM HAYAL ETTİĞİM GİBİ DEĞİL"

Güçlü ve katılımcı demokrasiden bahseden CHP'li Tugay, "İzmir halkı bana görev verirse dünyanın en güçlü ve katılımcı demokrasisini işleteceğimi bilmenizi isterim. Ben bunun sözünü size veriyorum. Sağlıklı karar verebilmek, doğru şeyler yapabilmek için bunu yapmak zorundayız. Kimsenin her şeyi bilmesi mümkün değil. Artık dünyada bilinçli olan herkes bunu idrak etmeli. Konunun muhatapları bir araya gelmeli ve onların değerlendirmesi ışığında kararlar alınmalı. İzmir’de planlama çalışmasını yapacağız bir kuruma ihtiyacımız var, adı da İzmir Planlama Ajansı ama benim hayal ettiğim şekilde çalışmıyor. Benim hayal ettiğim şekilde çalışan İstanbul.  Çok kapsamlı. Şehrin bütün sivil toplum kuruluşlarıyla, demokratik örgütleriyle dolayısıyla, iş dünyasıyla, üniversiteleri bağlantılarda hep beraber çalışmalar yapmaya çalıştaylar yaparak sahadan çok sürekli sağlıklı bir veri topluyor. Yani ajansı buna göre geliştireceğiz, bilim insanları yönetecek ama toplumun her kısmı katılacak" ifadelerine yer verdi. 

YAPAY ZEKA TEKNOLOJİSİ VAADİ

Yapay zekaya ilişkin açıklamalarda bulunan Tugay, "Burada söylemek zorunda olduğum diğer bir konu. Bu veri toplama işi. Veriyi doğru yönetme işi, analizleri yapılması işidir. Veri mühendisliğinin ayrılmaz parçası olan bir şey de yapay zeka. Yapay zekayla her konuştuğumuzda ki bizim il başkanımızın il kongremizde bunu konuştuğunda insanlar 'ne alaka?'  dedi. Yani yapay zekanın neler yapabildiğini anlamayan, görmeyen insanların ciddi eksikliği vardır. Genel Başkanımız aday belirleme süreçlerinde yapay zekadan yardım aldığını söylediği zaman 'yapay' kelimesinin üzerinden söylemler oldu. Cahilliklerini görmeden küçümsediler. Oysa buradan çok doğru, çok farklı kararlar çıktığını anlamaları gerekiyor. Bizim anında milyonlarca, milyarlarca belki veriyi bireysel olarak toplamamız ve değerlendirmemiz mümkün değildi. Ama yapay zeka diye bir teknoloji var. Bunu yapabiliyor. Dolayısıyla ben şuna inanıyorum ki önümüzdeki dönemde yapay zekayla kullanmak zorundayız. Ben şu anda belediye başkanı adayı olarak konuşuyorum ve partimin bakışını anlatmaya çalışıyoruz. Türkiye'nin yerel yönetiminde yapay zeka kullanımına açık en başarılı, en iyi zaten öncü belediyelerinden birisi olacağız. Biz bu teknolojiyi bütün belediyelerimizde kullanacağız" ifadelerine yer verdi. 

"YAPAY ZEKA İÇİN ALTYAPI VE İNSAN KAYNAĞI YOK" 

Tugay Yapay zeka altyapısına ilişkin gelen soruya ise, "İlkesel olarak kendi altyapımız ve insan kaynağımız olması gerektiğini düşünüyorum. Sürekli eğitim odağı olsun diyere bir düşüncem var. Bunu kurmak kolay değil. Türkiye'de yeterli sayıda uzman yok. Belediyelerin faydalanması gerekiyor. Bizim şimdiden entegre olmamız lazım. Erken kalkan yol alıyor. Biz erken kalkan belediyelerden biri olacağız. Yurtdışından destek alabileceğimizi düşünüyorum" ifadelerini kullandı. 

"PERSONELİ MOTİVE ETMEK"

Belediye personellerinin maaşlarını taksitle ödediği için Karşıyaka Belediye Başkanlığı döneminde sıkça eleştirilen Tugay, "Bir belediyeyi yönetecekseniz eğer o belediyede çalışan insanların mutlu olmasını yaptıkları işten memnun olmadığını, olumlu sonuçlarını görmelerini çok istedik. Ben en başta başkan olarak kendim için isterim. Ama beş yıllık belediye çalışmamda onu da gördüm ki Belediye çalışanları, kendi kurumlarına inanmıyorsa orada motivasyon kaybı yaşanıyor. Kurum içerisindeki uyum ve koordinasyon bozuluyor. Geçen beş yıl içerisinde pek çok anlamda anlattık. Şöyle düşünüyorum. Belediyede çalışan tüm arkadaşlarımıza, memurlarımıza, özellikle yönetim kademesindekilere şu soruyu sormamız gerekiyor. Siz doğru yerde mi çalışıyorsunuz? Yaptığımız işten memnun musunuz? Verimli olduğunuzu düşünüyor musunuz? Biz bu soruyu Karşıyaka Belediyesi'nde kendi arkadaşlarımızla, çalışanlarımıza sorduk. Ve onlardan aldığımız cevaplarla daha doğru organizasyonu belirledik. Belediyelerin her şeyden önce yönetim şemalarının organizasyonuna ihtiyacı olduğuna eminim. Ama her başkanın tabii ki kendine göre farklı bir anlayışı olabilir, büyükşehir belediye başkanı olursam yönetim organizasyonları yapmayı düşünüyorum. Bazı birimleri kapatmayın, bazı birimleri açmayı. Eğer bana bir yetkiyi verirseniz yapacağımız işlerden biri de yine bu olacak. Yani kaynak verimliliği her anlamda belediyede sağlanacak" dedi. 

"İŞTEN ÇIKARMAYACAĞIM ANCAK..."

Büyükşehir personellerinin yeterliliğine göre görev yerlerini değiştirebileceğine dikkat çeken Tugay, "Büyükşehir'deki liyakat ve yeterlilik istediğimiz şeyler. Büyükşehir'de kaç kişi çalışıyor bilmiyorum ancak bu değerlendirmeyi yaptıktan sonra gerekli önlemleri alacağız. Kimseyi işten çıkaralım gibi düşüncem yok ancak bulunduğu konumda gereksiz ise görev değişikliği düşünülür. Kamu kurumunlarında genel oarak sıkıntı var. Eylem planı çerçevesinde personel verimliliğini daha fazla gözeteceğiz. Bütçe de oranı değiştirmenin bir yolu belediyenin gelirlerini arttırmak ve giderlerini azaltmak. Enflasyon yükseldikçe personel giderleri yükseliyor. 5 sene önce Karşıyaka Belediyesi'ndeki çalışanların maliyetleri bugün 14 kat artmış. Ülkedeki enflasyon buna sebep oldu" ifadelerine yer verdi.

SU VAADİ

Su fiyatlarına dikkat çeken Tugay, " Su parasını bir anda düşüremeyeceğiz ama enerji yatırımları, verimlilikle suyun maliyetini düşürebiliriz. Ancak hemen yapacağımız, kendi geliri su parasını ödeyemeyecek kadar sıkıntılı olan insanlara 4 metreküpü çok ekonomik fiyatlara vermemiz gerekiyor. Bütçenin doğru kullanımı, yeni kaynaklar yaratılması gerekiyor" diye konuştu. 

TÜP GEÇİT'E KARŞI

AK Parti Büyükşehir Adayı Hamza Dağ'ın 'tüp geçit' projesine karşı olduğunu aktaran CHP'li Tugay, "Şehir Hastanesi ulaşımıyla ilgili planlama yapılmalı, devam eden raylı sistem yatırımları tamamlanmalı. Havaalanına giden yol, çevreyolu çok sıkışık, alternatife ihtiyaç var. İkinci çevreyolunun elzem olduğunu biliyorum ve çok destekliyorum. İzBB, çevreyoluna karşıyız dememiş, yapılan projede hatalar olduğunu söylemiş. Bağlantı noktaları hatalı, gereksiz tüneller var. Bunların olmaması daha uygun olur diye görüş bildirmiş. Buradan belediye çevreyolunu istemiyor diye algı çıkardılar. Ama tüp geçit projesini istemiyoruz. Karşıyaka'dan gelen kaç araç körfezin çevresini dolaşıyor ve İnciraltı'na geliyor. Konak Tünelini kullanmakla çevresinden dönmek arasında ne fark var!" dedi. 

"HÜKÜMETTE PARA YOK!"

Karşıyaka Stadı için Bakanlıktan, 'kaynak yok' yanıtını aldığını dile getiren Tugay, "Cumhurbaşkanı daha çok hizmet alabilmek için hükümetten olan belediyeleri seçin diyor ama bakın oralara Gaziantep'e yok. Karşıyaka Stadını yapamadılar, mahkemeler bitti, önündeki engeller kalktı. Hamza Dağ'ın kolaylaştırıcılığıyla o zamanki Bakan Mehmet Kasapoğlu'na gittik, 'stadımızı yapar mısınız' dedik, 'bizim buraya ayıracak kaynağımız yok, yapamıyoruz' dedi. O zaman devrini istedik, devretmediler ve İzBB de yapmadı. Bu teklif benim başkanlığımda da geçerli. Her şey yarım yamalak, kaynakları yok. Menemen Belediyesi'nin AK Partili başkan vekili yönetti ve kaynak ayırsmadıkları için Menemen'in arazilerini satarak kaynak sağladılar. Bunlar olurken nasıl bizden olursa para yağdıracağız diyorlar. Hükümette para olmadığına çok eminim" diye konuştu.

"KALKINMA BELEDİYECİLİĞİNE İHTİYAÇ VAR"

CHP'li belediyelerin 'sosyal demokrat' anlayışının 'kalkınma belediyeciliği' anlayışına dönüşmesi gerektiğine dikkat çeken Tugay, "CHP'li Belediyeler sosyal belediyecilik, kültürel dokuya ve spora yatırım gibi vaatlerde bulundular. Israr ediyorum bundan sonra bizim kalkınma belediyeciliğine ihtiyacı var. İzmir ülkenin kötü yönetimini kabullenmesine zorunlu değil. İzmir kaynaklarıyla kendi ayakları üzerinde burabilecek bir kenttir. İyi bir işbirliği olursa izmir kendi kendini zenginleştirilebilir. İzmir'in bir ticaret kenti olduğunu neden unuttuk? İzmir'in şirketlerinden biri kalkınma şirketi gibi çalışacak. İzmir'de kendi şirketleri üzerinden kalkınma belediyeciliği yapan Büyükşehir göreceksiniz" dedi. 

4 TANE KOMPOST TESİSİ VAADİ" 

Atık bertaraf sistemi için kompst tesisi vaadi veren Tugay, "Kompostlar, tarım alanlarla desteklenmeli. Ege üniversitesi'nde hocalarımızla görüştük. 4 tane kompost tesisi kurmayı düşünüyorum. İnsanlardan para karşılığı atık almayı düşünüyorum. İlkimle ilgili önemli bir dezavantajı ortadan kaldıracağız" ifadelerine yer verdi. 

"ÇEVİK BELEDİYE"

Çevik belediyecilik anlayışından bahseden Tugay, "Ben kimseye eziyet etmeyi düşünmüyorum. Herkesin memnun olacağı şekilde uzlaşmacı olacağız. Kamusal alanların tüm halka eşit sunulması gerektiğini düşünüyorum. Biz kentsel dönüşüm çalışmalarında da sık sık yaşıyoruz. Burada yapmanız gereken doğru var ancak o doğruyu tam yaparsanız mağdur olacak insanlar da var. Çözümü bulana kadar arayışta olmak en doğrusu. Belediye yönetimi biraz pratik yönetim işi. İlk 6 ay içerisinde hızlı hizmet üreteceğimiz bir çalışma dönemi belirledik. Çevik belediyecilikle karar alma, kararların uygulanması süreçlerini hızlandırmak adına seri çalışacağız ve buna uygun insanlar yetiştireceğiz. Personeller sürekli eğitimden geçecek. Bakış açısınına değiştirmeyi amaçlıyorum. Sorun olduğu zaman olabildiğinde hızlı çözüm üreteceğiz. Kimseye eziyet etmeyeceğiz ve maksimum uzlaşma sağlayacağız" dedi. 

OPERA BİNASI KONGRE MERKEZİ OLABİLİR! 

İnciraltı projesine,Opera binasına ve belediye binasına ilişkin açıklamalarda bulunan Cemil Tugay, "İnciraltı'nın tarım bölgesi olarak tanımlayamayız. Ancak planlama yapılırlken şu anda bakanlığın hazırlaığı planda inşaat yoğunluğunun fazla olduğu düşüncesindeyim. Hak sahibi yurttaşlarla oturup uzlaşmak zorunda olduğumuzu düşünüyorum. Opera Binası firma yetersizliği nedeniyle yarım kaldı. Bana verilen bbilgiye göre biraz zor bir konu. Binanın yetkin bir firma bulmadıkça yarım yamalak bir iş çıkabilir. Maliyeti çok yüksek olacak gibi duruyor. Biz bu konuyu İzmir halkıyla tartışalım. Burayı opera binası mı yapalım, kongre merkezine mi çevirelim? Çevresinde belediyeye ait alanlar var. Burası belki bir fuar alanı olarak da düzenlenebilir. Katılımcı karar verme mekanizmaların işletilmesi gerekiyor. Belediye binasıyla ilgili Mevcut başkanımızla ayrışıyoruz. Ben eski belediye binamızı özlüyorum. Mimarisi değişebilir, daha modern çevreci ve sosyal açıdan güçlü bir bina olabilir. Mimarisi kentin simge yapısı olabilir. Zemin altında oto parkıyla birlikte yeni bir binanın eski yerinde yapılması gerektiğini savunuyorum" dedi. 

"TUNÇ SOYER'E MİNNETTARIM" 

Mevcut Belediye Başkanı Tunç Soyer ile arasında herhangi bir sorun olmadığına dikkat çeken Cemil Tugay, " Ben Tunç Başkanı seviyorum. Kendisiyle görüştüm ve bana karşı bir kızgınlığı yok. Onun kızgınlığı partiye. Ben birbirimizi öperek ayrılacağımıza inanıyorum. Siyas partilerde bayrak değişikliği olur. Başkanımızın benimle ilgili sorunu olduğunu zannetmiyorum. Yakında yeniden görüşeceğiz. Bize yardımcı olmak için elinden geleni yapıyor. Ben kendimi huzursuz hissetmiyorum. Tunç Başkanımıza da bu şehre verdiği hizmetler için minnettarım. Ona duyduğumuz sevgiyi koruyacağız. O bizim zaman zaman danışacağımız bir büyüğümüz olarak siyasi hayatına devam edecek. Ben bize katkıda bulunacağına inanıyorum" dedi.