Klaros, Ege Üniversitesi'nin yürüttüğü en uzun soluklu kazı

EÜ Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü'nden Doç. Dr. Onur Zunal, EÜ tarafından kazı çalışmaları gerçekleştirilen Menderes ilçesi sınırlarında yer alan Klaros kazı alanı hakkında bilgiler verdi. Klaros kazı alanının bulunduğu konumdan bahseden Doç. Dr. Zunal, “Menderes sınırlarında yer alan Klaros, İonia'nın en önemli kutsal alanlarından biri aynı zamanda şu ana kadar yapılan kazı çalışmalarının gösterdiği üzere en eski kehanet merkezi. Klaros, Menderes'in güneyinde, ovayı güneydeki Kuşadası Körfezi'ne bağlayan Ahmetbeyli Vadisi'nin taban düzlüğünde yer alır. Kla­ros'un yer aldığı Ahmetbeyli Vadisi, Smyrna ve Ephesos kentleri arasında ulaşımı sağlayan önemli bir kavşak noktası. Bir kent dışı kutsal alan olan Klaros'un bağlı olduğu ana kentleri, kuzeydeki Kolophon'a uzaklığı 13 kilometre, güneydeki Notion'a uzaklığı ise 1.6 kilometre" ifadelerini kullandı.

'GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE KAZI ÇALIŞMALARI'

Kazı alanında yapılan ilk araştırmalardan bahseden Doç. Dr. Onur Zunal, “Antik metinler ve arkeolojik verilere göre İsa'dan önce 13'üncü yüzyılda kurulduğu anlaşılan Klaros'ta ilk sistemli araştırmalar 1886 yılında Carl Schuchhardt tarafından gerçekleştirilmiş ardından ilk kazı, Theodor Macridy'nin 1907 yılında kutsal alanda alüvyon dolgunun altında kalan tek sütunun aşınmış yüzeyini görüp burada küçük bir sondaj yapmasıyla başladı. 1950-1961 yılları arasında Loius Robert ve Jeanne Robert, 1988-1997 yılları arasında da Juliette de La Genière tarafından kazı çalışmaları yürütüldü. 2001 yılından bu yana Klaros'ta sürdürülen kazı, araştırma ve onarım çalışmaları Ege Üniversitesi öğretim üye ve elemanları tarafından devam ettiriliyor. 2001-2019 yılları arasında Nuran Şahin başkanlığında gerçekleştirilen kazılar, 2020 yılından bu yana bilimsel danışmanlığımda sürdürülüyor. Klaros, bu anlamda Ege Üniversitesi Arkeoloji Bölümü'nün yürütmüş olduğu en uzun soluklu kazılardan birisidir" açıklamalarında bulundu.

'HELENİSTİK DÖNEMİN KÜLT HEYKELLERİ YER ALIYOR'

Klaros denilince doğal olarak akıllara ilk gelen anıtsal boyutlara sahip olan Hellenistik dönem Apollon Klarios tapınağı ve tapınağa ait kült heykeller olduğunu belirten Doç. Dr. Zunal, “Bu heykeller peripteros planlı tapınak İonia'da Helenistik dönemde inşa edilmiş olan tek Dor tapınağıdır. İsa'dan önce 3'üncü yüzyıl başında inşa edilmeye başlanmış, İsa'dan önce 2'nci yüzyılın sonlarında, tapınağın krepisi, pronaosu, naosu ve anıtsal kült heykelleri tamamlanmış. Tapınak plan açısından ünik birtakım özelliklere sahip. Tapınağa giriş yapıldıktan sonra kuzeyde ve güneyde iki farklı merdiven yer alır. Kuzeydeki merdiven tapınağa girenler, güneydeki merdiven de tapınaktan çıkanlar tarafından kullanılıyor. Her iki merdivenin yerin altında yer alan tünel şeklindeki koridorla bağlantısı olup bu koridor kemerlerle desteklenmiş iki adytona açılıyor. Ön adyton rahip, yazman ve kehanet başvurusunda bulunanların bekleme yeri olarak kullanılmıştır. Kutsal su kuyusunun bulunduğu arka adyton ise kehanet işinin gerçekleştiği yer olup burayı sadece tanrı Apollon'un kahini kullanmaktaydı. Tapınağın içerisinde yer alan Apollon, Artemis ve Leto kült heykelleri bir antik dönem kutsal alanında ve tapınağında bulunmuş en iyi durumda korunagelmiş ünik örnekler olarak dikkat çeker. Mermerden yapılmış heykellerin orijinal yükseklikleri 7 metre, ağırlıkları ise 25 ton civarındaydı" dedi.

'KEHANET MERKEZİ: KLAROS'

Klaros'un bir kehanet merkezi olması konusuna da değinen Doç. Dr. Zunal, “Kelime anlamı gelecekle ilgili ön görülerde bulunmak olan kehanet, Yunan pantheonunda birbirinden farklı görevleri olan tanrı, tanrıçalar arasında Apollon'un sorumlu olduğu işlerden biriydi. Kehanet, gelecekle ilgili bilgiler vermenin ötesinde Yunan toplumu için dinsel bir olgu ve zorunluluk anlamına da gelmekteydi. Özellikle tüm toplumu ilgilendiren önemli kararlar verileceği zaman mutlaka Apollon'a danışmak gerekirdi. Ayrıca kişisel meselelerini çözmek için de insanların Klaros'a geldikleri biliniyor. Bu anlamda Apollon'un kehanet verme özelliği, Klaros'un çok sayıda ziyaretçi almasındaki ana neden. Bu özelliğiyle de ön plana çıkan Klaros, İsa'dan önce 2'nci yüzyılda büyük bir üne kavuşmuş ve Roma İmparatorluğunun uzak sınırlarından pek çok kentten ziyaretçi almıştır" ifadelerini kullandı.

'HEYETLER KLAROS'A GELMİŞ'

Doç. Dr. Zunal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Klaros'ta bulunan delegasyon yazıtlarına göre günümüz isimleriyle İtalya, İspanya, İngiltere, Hırvatistan, Bulgaristan ve Moritanya gibi farklı ülkelerin pek çok kentlerinden heyetler Klaros'a gelmiş. Bu anlamda öne çıkan, Klaros'ta verilmiş en meşhur kehanet Smyrna'nın kuruluşu. Öyküye göre, Aleksandros, Smyrna'yı aldıktan sonra Pagos Tepesi'nde uykuya dalar. Rüyasında, Nemesis ilaheleri kendisine uyuduğu yerde bir kent kurmasını söylerler. Aleksandros, rüyasının yorumlatmak için generallerinden Lysimakhos'u, Klaros'a gönderir. Tanrıdan 'Kutsal Meles çayının dışındaki Pagos'ta oturacak olan halk, üç hatta dört kat daha mutlu olacak' yanıtını alır ve Pagos'ta Yeni Smyrna'yı kurar."(DHA)