Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam

‘Mustafa Kemal Atatürk’ü Allah’a, geri kalan her şeyi de ona borçluyuz’ - Son dakika haberleri

Gündem 17.10.2020 - 08:24, Güncelleme: 28.11.2023 - 01:23 2419+ kez okundu.
 

‘Mustafa Kemal Atatürk’ü Allah’a, geri kalan her şeyi de ona borçluyuz’ - Son dakika haberleri

Yılmaz Özdil… Türkiye demokrasisinin can çekiştiği, cumhuriyetin iftira ve algı yönetimiyle yıkıma sürüklenmek istendiği bu baskıcı ve kara dönemde, tarihin ona yüklediği toplumsal sorumluluk karşısında elini taşın altına koymaktan hiç çekinmedi. Sadece mesleki değil, aynı zamanda vicdani sorumluluğunu da yerine getirerek, gerçekleri yazmaktan geri durmadı. Öngörüleri ve fikirleriyle karamsarlığa kapılan büyük kitlelerin hem moral, motivasyon ve güç kaynağı haline geldi, hem de daima doğru yönü gösteren kutup yıldızı olarak parıldadı. Türk televizyonculuğunun en başarılı liderlerinden biri olarak yaptıkları ve elbette Türk basın tarihinin en çok okunan yazarı olmasının çok ötesinde bir anlam kazandı. Aydınlanma ve demokrasi mücadelesinin en önemli simgelerinden biri olan Yılmaz Özdil, yepyeni kitabıyla bir kez daha gündem yarattı. Erişilmesi güç satış rekorları kıran “M. Kemal” kitabından sonra, geçen hafta çıkan “Son Cüret” kitabı da olağanüstü ilgi gördü, ilk gününde liste başına oturdu, birinci haftasında 500 bin baskı sayısına ulaştı. “Milli Mücadeleʹyi hiç böyle okumamıştık” dedirten usta yazar, “Son Cüret”i ve daha fazlasını anlattı.Bu kitabı yazmak için sizi harekete geçiren ne oldu?2008 yılıydı. Bundan 12 yıl önce… Mustafa Kemal Atatürkʹü ve Milli Mücadeleʹyi övüyormuş gibi görünüp, aslında alttan alta topluma yanlış bilgi veren kitaplar türemeye başladı. Yanlış bilgiler veren kitaplar birbirine referans olarak gösterilmeye başlandı. Yaşadığımız gerçek tarih dışında bir alternatif tarih yazma çabası olduğunu gördüm. Daha sonra bu faaliyetler, özellikle 2014ʹten itibaren Atatürk ilke ve devrimlerine, hatta Atatürkʹün kendisine karşı açıktan açığa saldırıya dönüştü. Bunları, alternatif tarih yazmaya çalışan aynı kişiler yapmaya çalıştı. Gençliğe Hitabeʹden aldığım görevle harekete geçtim, gazeteci olarak elimden geleni yapmam gerektiğini düşündüm ve çalışmaya başladım.“Son Cüret” nasıl bir kitap?2018ʹde çıkan “M. Kemal” ile “Son Cüret” eş zamanlı yazdığım kitaplar. İkisi de tarih kitabı değil, akademik eser değil elbette. Gazeteci bakış açısıyla yazılmış kitaplar. “M. Kemal” kitabı monografiydi, “Son Cüret”i daha çok romansı bir dille yazmaya gayret ettim. Gerçek kişiler, gerçek olaylar, gerçek zamanlı olarak yazıldı. Gerçeklerin imbikten süzülmüş hali olarak düşünebiliriz.Köşe yazılarınızdaki anlatım dilini kitabınızda da görüyoruz.Şunu yapmaya çalıştım: Kurtuluş Savaşıʹnda yaşananlar milyonlarca haberden ibaret. Tarihçi iddiasıyla yazmadım, haddimi bilerek gazeteci bakış açısıyla milyonlarca haberi bir makale haline getirmeyi düşündüm. Bir köşe yazısı biçiminde yazmaya çalıştım. O yüzden diyorum; 12 yılda yazdım, 12 saatte okursanız kendimi başarılı sayarım. İstedim ki, kardeşim, İzmir işgal edildiğinde boynuna taş bağlanarak Kordonʹdan denize atılan Şürkrü Beyʹi yüz yıl sonra birisi ansın. Daha niceleri var.Çok dokunaklı insan hikayeleri var. Tek tek isimlendirerek hepsini bir kitaba sığdırabilmemiz elbette mümkün değil. Toplumun Milli Mücadele döneminde asıl görmesi gerekenlere yönelik bir pencere açabilmek için yazıldı bu kitap. İstesem bu kitabı 1400 sayfa da yazabilirdim. Gençlerimizin merak etmesini, hadisenin aslını öğrenmek için gerekirse buradan yola çıkarak araştırmaya girişmesini teşvik etmek için yazıldı. İnsanların nasıl bir milli şuur ve gönüllülük duygusuyla göreve atıldıklarını ve nasıl bir zekayla organize olduklarını anlatmaya çalışan bir makale aslında bu.GENÇLİĞE HİTABEʹDEN ALDIĞIM GÖREVLE…Yılmaz Özdil, Gökmen Uluʹnun sorularını yanıtladı. “Son Cüret” kitabı için “Gençliğe Hitabeʹden aldığım görevle yazdım” dedi.

Yılmaz Özdil… Türkiye demokrasisinin can çekiştiği, cumhuriyetin iftira ve algı yönetimiyle yıkıma sürüklenmek istendiği bu baskıcı ve kara dönemde, tarihin ona yüklediği toplumsal sorumluluk karşısında elini taşın altına koymaktan hiç çekinmedi. Sadece mesleki değil, aynı zamanda vicdani sorumluluğunu da yerine getirerek, gerçekleri yazmaktan geri durmadı. Öngörüleri ve fikirleriyle karamsarlığa kapılan büyük kitlelerin hem moral, motivasyon ve güç kaynağı haline geldi, hem de daima doğru yönü gösteren kutup yıldızı olarak parıldadı. Türk televizyonculuğunun en başarılı liderlerinden biri olarak yaptıkları ve elbette Türk basın tarihinin en çok okunan yazarı olmasının çok ötesinde bir anlam kazandı. Aydınlanma ve demokrasi mücadelesinin en önemli simgelerinden biri olan Yılmaz Özdil, yepyeni kitabıyla bir kez daha gündem yarattı. Erişilmesi güç satış rekorları kıran “M. Kemal” kitabından sonra, geçen hafta çıkan “Son Cüret” kitabı da olağanüstü ilgi gördü, ilk gününde liste başına oturdu, birinci haftasında 500 bin baskı sayısına ulaştı. “Milli Mücadeleʹyi hiç böyle okumamıştık” dedirten usta yazar, “Son Cüret”i ve daha fazlasını anlattı.Bu kitabı yazmak için sizi harekete geçiren ne oldu?2008 yılıydı. Bundan 12 yıl önce… Mustafa Kemal Atatürkʹü ve Milli Mücadeleʹyi övüyormuş gibi görünüp, aslında alttan alta topluma yanlış bilgi veren kitaplar türemeye başladı. Yanlış bilgiler veren kitaplar birbirine referans olarak gösterilmeye başlandı. Yaşadığımız gerçek tarih dışında bir alternatif tarih yazma çabası olduğunu gördüm. Daha sonra bu faaliyetler, özellikle 2014ʹten itibaren Atatürk ilke ve devrimlerine, hatta Atatürkʹün kendisine karşı açıktan açığa saldırıya dönüştü. Bunları, alternatif tarih yazmaya çalışan aynı kişiler yapmaya çalıştı. Gençliğe Hitabeʹden aldığım görevle harekete geçtim, gazeteci olarak elimden geleni yapmam gerektiğini düşündüm ve çalışmaya başladım.“Son Cüret” nasıl bir kitap?2018ʹde çıkan “M. Kemal” ile “Son Cüret” eş zamanlı yazdığım kitaplar. İkisi de tarih kitabı değil, akademik eser değil elbette. Gazeteci bakış açısıyla yazılmış kitaplar. “M. Kemal” kitabı monografiydi, “Son Cüret”i daha çok romansı bir dille yazmaya gayret ettim. Gerçek kişiler, gerçek olaylar, gerçek zamanlı olarak yazıldı. Gerçeklerin imbikten süzülmüş hali olarak düşünebiliriz.Köşe yazılarınızdaki anlatım dilini kitabınızda da görüyoruz.Şunu yapmaya çalıştım: Kurtuluş Savaşıʹnda yaşananlar milyonlarca haberden ibaret. Tarihçi iddiasıyla yazmadım, haddimi bilerek gazeteci bakış açısıyla milyonlarca haberi bir makale haline getirmeyi düşündüm. Bir köşe yazısı biçiminde yazmaya çalıştım. O yüzden diyorum; 12 yılda yazdım, 12 saatte okursanız kendimi başarılı sayarım. İstedim ki, kardeşim, İzmir işgal edildiğinde boynuna taş bağlanarak Kordonʹdan denize atılan Şürkrü Beyʹi yüz yıl sonra birisi ansın. Daha niceleri var.Çok dokunaklı insan hikayeleri var. Tek tek isimlendirerek hepsini bir kitaba sığdırabilmemiz elbette mümkün değil. Toplumun Milli Mücadele döneminde asıl görmesi gerekenlere yönelik bir pencere açabilmek için yazıldı bu kitap. İstesem bu kitabı 1400 sayfa da yazabilirdim. Gençlerimizin merak etmesini, hadisenin aslını öğrenmek için gerekirse buradan yola çıkarak araştırmaya girişmesini teşvik etmek için yazıldı. İnsanların nasıl bir milli şuur ve gönüllülük duygusuyla göreve atıldıklarını ve nasıl bir zekayla organize olduklarını anlatmaya çalışan bir makale aslında bu.GENÇLİĞE HİTABEʹDEN ALDIĞIM GÖREVLE…Yılmaz Özdil, Gökmen Uluʹnun sorularını yanıtladı. “Son Cüret” kitabı için “Gençliğe Hitabeʹden aldığım görevle yazdım” dedi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ilksozgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.