Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam

Sürekli yorgunluk haline veya tansiyon ataklarına dikkat

Sağlık 01.02.2020 - 04:36, Güncelleme: 28.11.2023 - 01:23 3557+ kez okundu.
 

Sürekli yorgunluk haline veya tansiyon ataklarına dikkat

Üroloji Uzmanı Prof.Dr. Ömer Demir, sağlığımız için büyük önem taşıyan böbrek üstü bezinde gerçekleşen problemlerin, sürekli olarak hissedilen stres ve yorgunluk halinin veya hipertansiyon ataklarının kaynağı olabileceğini belirtti. Böbrek üstü bezinde oluşabilecek tümörlere nasıl müdahale edildiği hakkında bilgiler verdi.
Dr. Ömer Demir, "Böbreküstü bezleri, böbreklerin üst tarafında bulunan endokrin sistem hormonlarını üreten bezlerdir. Bu hormonlar kan yoluyla taşınarak vücuttaki diğer organ veya hücrelerin aktivitesi üzerinde etkili olan kimyasallardır. Böbrek üstü bezi hastalığı, sık rastlanan bir hastalık değildir. Ancak sinsi şekilde ilerleyen rahatsızlık sürekli yorgunluk, tansiyon yüksekliği ve aşırı kilo alma gibi önemli sağlık sorunlarının nedeni olabilir. Bu bezin hastalıklarında bazen cerrahi olarak çıkarılması gereken durumlar vardır. Özellikle adrenal bezin gereğinden fazla hormon üreten büyümesi veya bir tümör varlığı ameliyat gerektirir" dedi.   Tanısında kullanılan yöntemler   Böbreküstü bezi büyümesini ve nedenini teşhis etmek için çeşitli yöntemler olduğunu söyleyen Demir: “İlk olarak kan ve idrar testleri yapılarak büyümenin hormonal açıdan işlevli ya da işlevsiz olduğunu belirleyen maddelerin varlığı tespit edilmektedir. Bunun dışında bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans görüntüleme taraması veya sintigrafi böbreküstü bezi tümörünün boyutunu, kanserli olup olmadığını değerlendirmek ve teşhis etmek için kullanılabiliyor” şeklinde konuştu.   Tümörün tedavisi   Tedavi seçeneklerinden bahseden Prof. Dr. Ömer Demir: “Diğer tüm tümör tedavilerinde olduğu gibi böbreküstü bezi tümörünün tedavisinde de öncelikle tümörün tipi ve evresi, olası yan etkileri, hastanın tercihleri ve sağlık koşulları gibi çeşitli faktörlere bağlı yöntemler izliyoruz. Bu yöntemlerden bahsedecek olursak: birincisi hormon tedavisiyle, gerekenden fazla miktarda hormon üreten böbreküstü bezinin, diğer hormon dengesindeki değişiklikleri kontrol edebilmek için çeşitli ilaçlar kullanılabilir. İkincisi hormon üreten veya kanser şüphesi olan büyümüş adrenal bezin ameliyatla alınmasıdır. Bunlar dışında böbrek üstü bezleri akciğer, meme gibi vücudun başka bir yerinde başlayan kanserlerin yayıldığında sıkça tercih ettiği organlardır. Bu tür durumlarda da böbrek üstü bezinin alınması gerekebilir. Eğer alınan böbrek üstü bezinin patolojik değerlendirmesinde kanser durumu varsa bazı olgularda kemoterapi veya radyoterapi gerekebilir. Cerrahiye biraz daha değinecek olursak böbreküstü bezi ameliyatında tümör ve gerekirse tümörü çevreleyen bir miktar sağlıklı doku çıkarılır. Adrenalektomi olarak adlandırılan bu operasyon, kanserli böbreküstü bezinin tümör ile veya her iki böbreküstü bezinin cerrahi olarak çıkarılması işlemidir. Bu işlemi çoğu hastada laparoskopik olarak yapmaktayız ve hastalar ameliyattan sonraki bir iki gün içerisinde hastaneden taburcu olabilmektedir. Laparoskopik yöntemde küçük kesilerden bu işlem yapıldığı için hastalar ameliyat sonrası çok daha az ağrı duymaktadır. Gerek kozmetik gerekse normal hayata dönüş açısından iyileşme açık cerrahiye göre çok hızlı olmaktadır" dedi.
Üroloji Uzmanı Prof.Dr. Ömer Demir, sağlığımız için büyük önem taşıyan böbrek üstü bezinde gerçekleşen problemlerin, sürekli olarak hissedilen stres ve yorgunluk halinin veya hipertansiyon ataklarının kaynağı olabileceğini belirtti. Böbrek üstü bezinde oluşabilecek tümörlere nasıl müdahale edildiği hakkında bilgiler verdi.

Dr. Ömer Demir, "Böbreküstü bezleri, böbreklerin üst tarafında bulunan endokrin sistem hormonlarını üreten bezlerdir. Bu hormonlar kan yoluyla taşınarak vücuttaki diğer organ veya hücrelerin aktivitesi üzerinde etkili olan kimyasallardır. Böbrek üstü bezi hastalığı, sık rastlanan bir hastalık değildir. Ancak sinsi şekilde ilerleyen rahatsızlık sürekli yorgunluk, tansiyon yüksekliği ve aşırı kilo alma gibi önemli sağlık sorunlarının nedeni olabilir. Bu bezin hastalıklarında bazen cerrahi olarak çıkarılması gereken durumlar vardır. Özellikle adrenal bezin gereğinden fazla hormon üreten büyümesi veya bir tümör varlığı ameliyat gerektirir" dedi.


 

Tanısında kullanılan yöntemler

 

Böbreküstü bezi büyümesini ve nedenini teşhis etmek için çeşitli yöntemler olduğunu söyleyen Demir: “İlk olarak kan ve idrar testleri yapılarak büyümenin hormonal açıdan işlevli ya da işlevsiz olduğunu belirleyen maddelerin varlığı tespit edilmektedir. Bunun dışında bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans görüntüleme taraması veya sintigrafi böbreküstü bezi tümörünün boyutunu, kanserli olup olmadığını değerlendirmek ve teşhis etmek için kullanılabiliyor” şeklinde konuştu.


 

Tümörün tedavisi

 

Tedavi seçeneklerinden bahseden Prof. Dr. Ömer Demir: “Diğer tüm tümör tedavilerinde olduğu gibi böbreküstü bezi tümörünün tedavisinde de öncelikle tümörün tipi ve evresi, olası yan etkileri, hastanın tercihleri ve sağlık koşulları gibi çeşitli faktörlere bağlı yöntemler izliyoruz. Bu yöntemlerden bahsedecek olursak: birincisi hormon tedavisiyle, gerekenden fazla miktarda hormon üreten böbreküstü bezinin, diğer hormon dengesindeki değişiklikleri kontrol edebilmek için çeşitli ilaçlar kullanılabilir. İkincisi hormon üreten veya kanser şüphesi olan büyümüş adrenal bezin ameliyatla alınmasıdır. Bunlar dışında böbrek üstü bezleri akciğer, meme gibi vücudun başka bir yerinde başlayan kanserlerin yayıldığında sıkça tercih ettiği organlardır. Bu tür durumlarda da böbrek üstü bezinin alınması gerekebilir. Eğer alınan böbrek üstü bezinin patolojik değerlendirmesinde kanser durumu varsa bazı olgularda kemoterapi veya radyoterapi gerekebilir. Cerrahiye biraz daha değinecek olursak böbreküstü bezi ameliyatında tümör ve gerekirse tümörü çevreleyen bir miktar sağlıklı doku çıkarılır. Adrenalektomi olarak adlandırılan bu operasyon, kanserli böbreküstü bezinin tümör ile veya her iki böbreküstü bezinin cerrahi olarak çıkarılması işlemidir. Bu işlemi çoğu hastada laparoskopik olarak yapmaktayız ve hastalar ameliyattan sonraki bir iki gün içerisinde hastaneden taburcu olabilmektedir. Laparoskopik yöntemde küçük kesilerden bu işlem yapıldığı için hastalar ameliyat sonrası çok daha az ağrı duymaktadır. Gerek kozmetik gerekse normal hayata dönüş açısından iyileşme açık cerrahiye göre çok hızlı olmaktadır" dedi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ilksozgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.