İnsan, annesini ya da babasını seçemiyor. Dostunu, yoldaşını, sevgilisini ise kendi tercihleri belirliyor. Bir “evet” diyerek başka bir ailenin “oğlu” oluyor. Doğduğu günü hatırlamıyor ama evlendiği günü kaydedip fırsat buldukça izliyor.
Peki, herkes eşiyle, damadıyla, geliniyle tesadüflerle mi tanışıyor?
Bir haber…
“Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçları Soruşturma Bürosu’nca hazırlanan fezlekelerde, terör örgütü FETÖ/PDY’nin, kamu kurumlarına yerleştirdiği personelin aile yaşamlarına dahi müdahalede bulunarak, örgüt mensuplarının kiminle evleneceklerine karar verdiği, kendilerinden sorumlu ‘abi veya ablanın’ önerdiği ya da onayladığı kişiler arasından evlilik yapmalarının sağlandığının tespit edildiği belirtildi.”
Başkası…
“Örgüt mensubu eski hâkim Esra Selçuk ifadesinde şunları anlattı:
‘Gülen cemaati içinde, cemaat mensuplarının birbirleriyle evlenmelerini sağlamak amacıyla sorumlu kişiler, sorumlu oldukları kişilerin CV’leri denilen, doğum yeri, mesleği, doğum tarihi, boyu, kilosu gibi özellikleri ile vesikalık fotoğraflarını alırlar, daha sonra bunları erkek veya kadın gruplarında uygun gördükleri kişilere gösterirler, birbirlerini beğenenler olursa evlenmelerini sağlarlar’.”
Ne kadar çok var…
“FETÖ’ye yönelik İstanbul’da açılan bir davada ‘örgüt üyesi olmak’ suçundan yargılanan E.Ç’nin el konulan dijitallerin incelenmesi sonucunda, FETÖ’nün hazırladığı dijital evlilik kataloğu bulundu.”
Bu satırları Anadolu Ajansı’nın haberlerinden derledim. Özetle, devlet diyor ki: FETÖ’cüler evliliklerini şansa bırakmıyor. Hele evlenecek kişi kritik bir isim ise kurulacak yuvaya örgüt karar veriyor.
Eskiden de bilinmedik bir sır değildi. Miras hukuku ya da önemli bir ailenin içine girmenin yaratacağı avantajlar düşünüldüğünde niyet anlaşılabiliyor.
Peki, biz meseleyi okuyabiliyor muyuz?
İsmail Kahraman’ın reklamcı damadı
Odatv’de çalışma arkadaşım Caner Taşpınar’ın “Damat” kitabını okuyorum. Kitap, “Fethullahçıların AKP’li kayınpederleri” alt başlığını taşıyor. Sahiden kitabı okurken bir hisse kapılıyorsunuz: Sanki bir el, kayınpederlere damat değil de damatlara kayınpeder bulmuş!
Herhalde son yıllarda en sık duyduğumuz kelime bu: Damat. Bülent Arınç’ınkini ya da Kadir Topbaş’ınkini ne çok konuştuk. Damatlar ile kayınpederler kader birliği yapıyor. İkisi birlikte tartışılıyor ya da ikisi birlikte tasfiyeye uğruyor.
Damatlar geçidi gibi olan kitabı okurken fark ettim. Konuşmayalım diye uğraşılan damatlar da var. Mesela İsmail Kahraman’ın damatları.
Taşpınar, İstanbul Belediyesi ihaleleriyle büyüyen damat Ömer Şehabettin Şengüler’in işlerini bulmuş. Kendisini “marka mimarı” olarak tanıtan Şengüler, “belediye otobüslerini reklamla giydiren adam” olarak biliniyor. Kayınpederinin partisinin İstanbul Belediyesi’ni aldığı yılın hayatını nasıl değiştirdiğini Şengüler şöyle anlatıyor:
“1994’te açıkhava reklamcılığında büyük bir boşluk htim ve Magic Outdoor’u kurdum. İstanbul Belediyesi’nin otobüsleriyle başladık ve Türkiye’nin genelinde 6 binden fazla otobüsü reklamla kapladık.”
30 Mayıs 1997 tarihli Cumhuriyet gazetesinden öğreniyoruz ki Magic şirketinin yıllık geliri o dönemin parasıyla 4 trilyon iken, belediyeye ödenen para 170 milyar lira. Belediyenin damada iyi kazandırdığını anlıyoruz.
‘FETÖ damadı’nın malını ‘devlet damadı’ yönetiyor
Asıl sır ise diğer damatta. Kitapta, Kahraman’a “Damadınız FETÖ firarisi mi” diye sorulduğunda “Onu ben bilemem, şahıslara ait keyfiliktir” diye yanıt verdiği diğer damadı Sinan Yıldırım’ın izleri de yer alıyor.
Sinan Yıldırım, Central Hospital’ın sahibiydi. Hastaneye FETÖ soruşturması kapsamında el konuldu. Hakkında FETÖ’den soruşturma açılacağını öğrenen damat Yıldırım ise 2017 yılında firar etti. Söylenenlere göre yurtdışına çıkmıştı.
Mesele bununla kapansa iyi…
Devlet el koyduğu hastaneye kimi kayyım atadı dersiniz? TMSF Fon Kurulu Üyesi Yılmaz Şener’i. Tanımıyorum diyorsanız tanıtalım: O da İsmail Kahraman’ın ağabeyi Rüştü Kahraman’ın damadı.
Sanki devlet, “FETÖ meselesi Kahraman ailesinin damatlarının iç meselesi, biz karışamayız” diyor gibi.
Odatv’de anlattığım olayın peşine düşmüştük. Skandalı ortaya çıkarmamızın ardından Şener neyse ki istifa etti.
Eski Meclis Başkanı İsmail Kahraman ise damat skandallarının ortaya çıkmasının ardından görevini devretmekle kalmadı, politikadan da gözle görülür şekilde elini eteğini çekti. Damadı ile ilgili ısrarlı sorulara ise yanıt vermediğini okuyoruz.
Damadın ‘malımı gasp ettiler’ mesajı
Caner Taşpınar, “meçhul” olan Sinan Yıldırım’ın sosyal medya hesabını da bulmuş. Damat Yıldırım’ın, bir zamanlar sahibi olduğu ve sonra el konulan Central Hospital’ın düzenlediği iftar etkinliğine yaptığı yorum dikkat çekiyor:
“Başkasının malını gasp edip iftar yemeği düzenlemek! Çok dindar bu insanlar…”
İsmail Kahraman’ın hakkını teslim edelim. Bu ilişkilerin ortasında yer alıp Bülent Arınç ya da Kadir Topbaş gibi tartışılır olmadan kenara çekilmek büyük başarı!
MHP lideri Devlet Bahçeli, geçen hafta gazetecileri çağırıp “Siyasi ayak kim ise çıkarılsın, bulamıyorlarsa bize yetki versinler, biz buluruz bunları” dedi ya… Acaba işe “Getirin şu düğün kasetlerini bir izleyelim” diye mi başlasa?