Ülkemizin özellikle son yıllarda ekonomi, eğitim, işsizlik gibi birçok konuda sıkıntısı olmasına rağmen yeni bir konu daha eklendi. Uzun zamandır belli aralıklarla gündeme getirilip pişirilen bu konu son zamanlarda gündemdeki yerini pekiştirmiş, neredeyse ülkenin geleceği açısından önemli birçok konuyu sollamış durumda. Tabiki kanal istanbul projsinden bahsediyorum. Destekleyenlerin ve karşı çıkanların arka arkaya açıklamalarının arasında vatandaşlarda her konuda olduğu gibi bu konudada ikiye ayrılmış durumda. Bilimi ve aklı ön plana çıkarıp kararı bilim ve akıl versin diyemeyen yurdum insanı herzamanki gibi siyasi ayrışmanın yönlendirmesiyle şahsi fikirlerini askıya almak zorunda kalıyorlar.
Projenin maliyeti bir yana ekolojik açıdan uğratacağı tahribat zaten bozulan doğa dengesi açısından gelecek adına endişe verici. Günlük siyasi galibiyetler, tarihin tozlu raflarında bunların kimler tarafından yapıldığı gerçeğini ortaya çıkarsada dönüşü olmayan zararlar oluşturabilecek. Çılgın projeler yerine akılcı projeler yapmak en çılgınca şey olabilir aslında. Hiçte hafife alınmayacak maliyet konusuda cabası. 81 ilin tamamına yarar sağlayacak nasıl bir yönü olduğu konusunda ben sağlıklı bir açıklama duyamadım. Toplanan vergilerin dağıtımı konusunda sınıfta kalmış bir hükümetin, yine benzer bir davranış sergilemesine tabiki şaşırmış değilim. Çılgın projeleri seven bir millet olduğumuz bir gerçek. Ancak kanal istanbul gibi özellikle nüfusu milyonlar artıracak bir proje ne denli yararlı bir çılgınlık olabilir ki? Yağan yağmurda suyu emecek toprağın kalmayışı sellere yol açarken, toprağın yoğun olduğu bölgeleri betonlaştırmak ne denli akılcıdır bilemedim. Birde istanbul gibi bir megakentte oranın seçilmiş belediye başkanını yok sayarak yapmaları ayrı bir tartışma konusu. Bunu yapanlarda geçmiş yıllarda seçilmiş belediye başkanlarının o şehrin patronu olduğunu ve herşeyin onun kontrolünde olması gerektiğini söyleyenler. Tabiki demokrasiyi tren olarak görüp istedikleri durağa gelince inenler, seçilmiş belediye başkanlarını görevden alıp bazılarını istifaya zorladılar. izmir gibi ülkenin 3. büyük şehrinde yapılacak stadın yeri konusundada belediye başkanının trafik uyarılarına rağmen harekete geçip stadı yaptılar. Kısacası bizi şaşırtmayıp gerçekte oldukları gibi davranıyorlar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz günlerde bu projenin ülkenin geleceği açısından çok önemli bir proje olduğu, hatta milli bir proje olduğu söylendi. Konuyu buradan yola çıkarak ele aldığınızda acaba gerçekten açıklayamayacağı stratejik açıdan önemli birşeyin olabileceğini düşünüyorsunuz. En azından ilk etapta ben öyle düşündüm. Milliyetçi bir kişiliğim olmamasına rağmen, haksızlık etmemek adına o pencereden düşünüp ortaya konan argümanlarla bir değerlendirme yaptım. Milli adı verilmiş stratejik olarak adledilen bir projenin nasıl olması gerektiğini düşünürken, aklıma arazileri kimlerin aldığı geldi. Katarlıların, Kuveytlilerin, Arapların satın aldığı bir projenin kimin millisi olduğu düşündürücü. Bir arap kantonunun kurulmaya çalışıldığı izlenimi veren bu projenin bizler açısından ne kadar yararlı olabileceğini çok fazla düşünmeye gerek yok sanırım. Milli olduğunu iddia edeceğiniz bir proje için yer tespiti yapıldıktan sonra bu bölgelerdeki satışların Türkiye'de doğanlar dışında kimseye yapılamayacağına dair bir kanun çıkarıp bu projeyi açıklasalardı belki bir inandırıcılığı olurdu. Ama bugüne kadar atılan adımlara bakılırsa bu projenin, benim milli projem olmadığı kesin. Sahi bu kimin milli projesi?