Geçtiğimiz dönemlerde de sık sık gündeme gelen tutuklulara af konusu, korona virüs bahanesiyle gerçekleşti. Bunun neticesinde ısrarla çıkarılmak istenen bazı isimler serbest kaldı. İsmini arama motoruna arattırdığınızda karşınıza Türk mafya babası, organize suç örgütü lideri olarak çıkanda var, kazaya karışıp 3 kişinin ölümüne sebep olan tanınmış bir yazar da. Düşünsenize af kapsamında 90 bin kişi tahliye oldu. Tabi ki bu 90 bin kişinin yakınları sevinmişlerdir. Birde madalyonun diğer tarafı var. İnsan bir an kendini bu şahıslar yüzünden canı yanan insanların yerine koyuyor. Düşünmesi bile zorken başınıza gelmesi ve bu acıyı yaşamak ne demektir birde onlara sormak gerekir.
Af kararları görüşüldüğü sıralarda ne ilginçtir ki askerlerin terhisleri uzatılma kararı alındı. Sosyal medyada bazı askerlerin haklı feryatları yer aldı. Virüs bahanesiyle 90 bin suçluyu salan Devlet, vatani görevini yapan askerin şafak 5-10 sayarken terhislerini uzattı. Eşim hamile yakında doğum yapacak yanında olmayı planlarken terhislerin uzamasıyla çocuğumun doğumunda eşimin yanında olamayacağım diye feryat eden askerin günahı neydi?
Hemen herkesin kabul ettiği bir durum vardır. Özellikle ülkemizde kurallara uyan, vergisini zamanında veren, yanlış yapmaktan çekinen her zaman ezilir ve kaybeden taraftır. Aksine bunların tersi tutum sergileyenler gerekli cezaları almazlar. Ve insan acaba ben enayi miyim diye düşünür ya. İşte bu yaşanan hadise aklıma bu durumu getirdi. Suçluya af, askere ceza.